“Gideli bir saat oldu. Ne anlatıyordu acaba yanındakine. Havadan sudan mı konuştular öyle ayaküstü, yoksa daha önemli işlerden mi? Nasıl gülümseyebilir böyle, hâlâ dostları var mı?
Bir genel müdür rastgele konuşamaz elbet, eski dostlarla bile konuşamaz. “Çok yalnızım, bunaldım” diyemez. Keklik Pınarı’na yürüyemez. Yürürken ıslık çalamaz. Çiçek açmış iğdelerin altından geçerken uzanıp küçük bir dal koparamaz. Yaya geçitlerinde bekleyemez. Sokaklarda simit yiyemez….
İşte bu yüzden camı açıp seslenmedim. Ne diyebilirdim ki ona? Hangi havadan, hangi sulardan konuşabiliriz?
-Mor Damga (Uykusuzlar adlı kitabından) /İnci Aral
****
(Mor Damga Uykusuzlar kitabının en sevdiğim öyküsü. Öyküde İnci Aral, ikilem arasındaki bir aydının dünyasını ele alıyor. Makamının etkisinde kalan bir genel müdürün insana has özelliklerinin yok oluşuna dikkat çekiyor. İşinden memnun olmayan, daha doğrusu çevresinden, yaşamından hoşnut olmayan bir bireyin git gellerine ışık düşürüyor. Ankara’nın yok olan evlerini, anılarını, insanlarını, geçmişini anlatıyor… Ankara öykünün hem arka, hem de önünde yer alıyor sürekli…)
#demetinkitapları
#sevdiğimkitaplar
#inciaral
#keyifdemeti
Henüz Yorum Yapılmamış